17 Ağustos 2011 Çarşamba

Oğlum 1 Yaşında

Nasıl oldu? Nasıl geçti zaman?
Bu dönemler geçecek diyorlardı. Devrim büyüyecek.. Gelecek miydi o günler ?
işte
1. aşamayı geçiyoruz.
1 yaş.
16 Ağustos da Devrim oldu...
365 gün ve 6 saat gecti hala da gecmeye devam ediyor..
Hersey o kadar flulaştıki şimdi.
oysa ne kadar gerçek ve netti o vakitler..
sürekli zamanın peşinden kosturduk..  hamilelik gecsin görelim oğlumuzu.. 40 gün gecsin,  1 ay geçsin, 3 ay geçsin, diş çıkarsın, emeklesin,  ek mama yesin hep  gecti zaman.. şimdi koşturmaya devam... ama sanki daha  olgunlaşmısım.. o şaşkınlık da geçti... neydi o geçen diye dönüp bakmama gerek var mı? muhasebeyi yapsam.. ne çıkacak.. kesin denetimden çakar.. gecti 1 yıldan da uzun bir süre.. sonucta hamilelik dönemini de dahil etmek gerek..
alıştım, alışırken oğlumu cook ama cook sevdim.. sanırım onun için alıştım.. geçicegini bildiğimden değil.. Acaip kutsal annelik güzellemesi yapamayacağım ama Devrim sığınağım oldu bunu biliyorum.. Huzurum oldu.. yanında değilsem kaygım oldu falan.. seviyorum onu cok..
şimdi alışkanlıklarımın üstüne gidecegim Devrim le.. cünkü Devrim benim gücüm kuvvetim oldu..
iyi ki oldu. iyi ki doğdu..

2 Ağustos 2011 Salı

düş-üş

Devrim büyüdükce hareketlendi hareketlendikce evdeki ve dısardaki her obje ye ona zararı olur mu diye bakıyorum.. cunku yürümesine yürüyecek ama sarhos gibi, döne done sallana sallana.. dengesini kaybettiğinde ise hiç bir savunma mekanizması calısmıyor. düşüyorsa ağzının ustune dusuyor elleri ile kendini koruma isini nasıl gostercez ya da o ne zaman kesvedecek? bu onemli cunku 2 kere ağzının ustune dustu ve dudagı kanadı. şişti. sonra yanagının orası camasır mandalının ustune dusunce morardı. kafasını vurdugu ufak dususleri saymazsak.. 1 kere de gece emzirmesinde yataktan dusurdum..  düşe kalka büyüyor durumuna girdik.

23 Mayıs 2011 Pazartesi

Devrim Sokakta..

Havalar güzel artık.. ve Devrim dısarda olmayı coook seviyor.. Kuşlara, kedilere baksın etrafta olan onlarca hareketlilik var sonucta bu onu cok etkiliyor :) Şimdi birde yürüse diye bakıyorum :))
Dışarda vakit gecirmek benim içinde iyi oluyor.. Evde yapılacaklar belli dışarda ise daha keyifli vakit geciriyoruz.. Deniz kenarı, çimenler, ağaçlık alanlar favori mekanlarımız.. Alisveriş merkezlerine de gidiyoruz ama oraları cok da tercih etmiyorum.. "yaz geldi ciçekler actı arılarda hep çalıştı arıı vız vız vız" sonucta :)
dısardan gelince Devrim enerjisinin buyuk bolumunu dısarda harcadığından, bol oksijen aldıgından daha rahat uyuyor.. yemegini guzel yiyor.. Bu sokak işi işimize geliyor..

11 Mayıs 2011 Çarşamba

Cibidiiik

Hava durumlarında iç açıcı gelişmeler yok.. ama Devrim i gene hava almaya,güneş görmeye çıkarıyoruz..  sevgili ogluma, aşık olma dönemime girdim galiba.. artık daha bi özlüyorum işteyken.. o da beni özlüyor :)) beni görünce artık daha heyecanlı tepkiler veriyor..İşteyken resimlerine bakıyorum.. kokusunu içime cekmek istiyorum.. hani ergenken biz ilişkilerimizden bahsederken "ona baglanmaktan korkuyorum" gibi baglanmakla ilgili laflar ederdik ya.. cok sacmaydı ..bak o gunler geldi aklıma şimdi.. İki gorusme , iki gülüşme ile bağlanmak melankonisi, şiirler, koca koca laflar ederdik hey gidi ergenlik hey :))) Off Devrim de ergen olacak.. ahh yavrucagım umarım rahat atlatır cabucak geçirir o acaip dönemi.. Hele erkeklerin ergenlik dönemleri cok feci idi bizim zamanımızda.. o ara babasına mı havale etmeli :))

heytt ben nelerle bas ettim, onu da hallederiz evelallah.. Kuzum zaten harika bir bebekti, harika cocuk,ergen, genç vs. olacagından eminim.. Bizim katkımız olsada sanki onda da var bi guzellik kendiliğinden.. bir kaymaklık, bir ballık.. bir minnoşluk..

işten yazdığım belli herhalde eve gidip koklayasım, öpesim geldi..

25 Nisan 2011 Pazartesi

Havalar Bi Isınsında, O Zaman Görün Bizi :)

Havalar hala ısınmadı..
dolayısıyla gezinti hayallerimiz oyle bekliyor..
Bogaz da turlayacagız, Emigan korusuna gidecegiz, Kadıköy, Taksim, Belgrad ormanları, arkadaslarla gezintiler yapacagız.. ama hava bir türlü ısınmıyor..
Havalar ısınınca, açılınca bulutlar, kendimizi daha iyi hissedecegiz  Devrim de bende.. evet evde de keyfimiz yerinde ama sokak gibi olmuyor.. ufak tefek pencereden bakma, balkona cıkma faliyetlerimiz var.. lakin bizi bir de gezerken gorun :)
Devrim daha eğlenceli ve  hareketli oldugu içinde daha yorucu olmaya başladı.. aslında emin değilim hareketsizken kendimi daha bitkin hissediyordum.. belki tepki almak, karsılık gormek daha iyi hissettiriyor.. yorgunlugu unutturuyor..
bir harala gurele olarak hatırlayacagım bu zamanları.. corba yap, muhallebi yap, meyve puresi, yogurtta yesin ama emmeye de devam etsin.. bende iyi beslenmeliyim ve bol su içmeye devam etmeliyim.. Ay oyun istiyo, ay iki pıs pış uyumalı.. sürekli bir seyler yapılıyor.. hiç bir sey yapılmıyorsa, biberonlar sterilize ediliyor, ev temizliği, ütü.. banyo saati, yağlı masajı, alt değişecek... burnunda sümük mü var?  ayy ne cok kalem işi var bu cücekin.. İyiki sadece ben yokum Annem teyzem ve babam her zaman varlıkları ile güç alıyorum.. Devrim büyürken iyiki yanımdalar..

14 Nisan 2011 Perşembe

neler oluyor hayatta...

uzundur yazmadım.. Devrim nisan in 16 sı itibarı ile 9. ayına girmiş olacak.. 8 ayı bitirmiş olacak..Hey gidi günler hey.. Tam kıvamında böceğim.. eglenceli, mutlu ve şımarık.. Cumartesi doktora gidip kilo, boy, sağlık gelişim mevzularını konusacagız..

İnternetten bakıyorum neler yapmalı bu donemde bebekler diye.. bazılarını yapıyore bazılarını yapamıyore.. bu kadar kontrollü gitmek dogru değil, gibi geliyor.. mesela "süper emekler bebeğiniz" diyo ama Devrim in emekleme cabaları kafasını yataga gommekten ileri gitmiyor.. Nefes almak için kafayı kaldırıp sonra tekrar gömüyor.. yuvarlanma konusnda cok kabiliyetli bakın bu konuda bişi diyemiyecegimm..  Belki emeklemeden yürümeye başlar, çünkü yürümeye, ayakta durmaya bi hevesi var bakalım nasıl ilerlemeyi tercih edecek..

dabulu diyince hapşurunca falan boyle abidik gubidik seylerde pek bi gülüyo.. gülmesine  hele katıla katıla gülmesine bayılıyorum.. bende tekrarlıyorum :))) dabulu dabulu dabulu...

bir ara bir kaç fotograf ekleyeyim..

17 Şubat 2011 Perşembe

"Annesi" almayalım....

Devrim, bu ara cok hareketli.. zıp zıp zıplıyor.. nası yapsam nası etsem.. Annem-Teyzem ve babamdan olusan ekip ben yokken Devrim e cok iyi bakıyorlar.. çok şanslıyım onlar olduğu için..  Lakin Devrim in bitmek tükenmek bilmez enerjisi haliyle onlar içinde yorucu oluyor.. Cevreden bildiğim 1-2 anne yürüteç almıstı.. bizde alsak diye düşündük.. baktım araştırdım. internette öneren yok.. ama satan çok.. Kullandığını bildigim annelerle konustum, rahatlık ama dikkat etmek gerek dediler.. neyse sonucta ben almak istememekle, iyi olacak arasında kaldım.. Dr. u aradım. dedim nedir? ne yapalım? -dr. bana hiç hoşlanmadığım bir biçimde seleniyor "Annesi"- "annesi almayalım" dedi.. kesin konustu sesinde acuk tereddüt yoktu... Bu netlik karşısında, "peki hoppala alsak" dedim. onada aynı kesinlikle "hayır, önermiyorum, erkek çocuklara hiç uygun değil" dedi..  Bizim şehzade kaldı gene kıç üstü :) oturacak, emekleyecek, yatacak yuvarlanacak artk. Şimdi bunları uygun sekilde yapabilecegi araçları düşünmeli..

14 Şubat 2011 Pazartesi

Devrim Böcüğü

Annelik Hususu

7 ay önce anne oldum. Bir oğlum var artık. 9 aylık bekleyiş ve sıkıntılı bir dogum sonrasında, Devrim şuracıkta işte.. Yaşayabilmek için tamamen bana bağımlı. Bu bağımlılık bende de ona karşı hassasiyet ve tedirginlik yaratıyor. Hayatımda kimsenin bana bu denli ihtiyacı olmamıştı. Bu mudur beni ona bu kadar bağımlı kılan diye düşünüyorum.  Her hareketini izliyorum.. Nefes alışlarını, kakasını yapıp yapmadığını, gazının olup olmadığını, keyifli mi yada neden keyifsiz oldugunu. Bir odanın içinde bıraksalar günlerce onu izleyerek kalabilirmişim gibi geliyordu, neyse ki 3. ay sonunda duygularım bir nebze normale döndü. Bu cok saçma ve sıkıcı diye düşündüğüm seylerin ortasında buldum kendimi.. becerememe ve yetememe vaziyetlerimi, nazar boncuklarıyla ve duvarlara vurmalarla hafifletiyorum. Bunları da yapacak mıydım, yaptım.

 Annelik hususunda daha once yazdıklarımı, düşündüklerimi, anne olduktan sonra tekrar gözden geçirdim. O kadar cok annelik üzerinden kadınların ortaklıkları üzerine kafa yormuşum ki.. annelik üzerinden kalıp yıkmak derken o kadar cok bireyin duygularını görememişim  ki. Şimdi daha farklı yaklaşıyorum. Çünkü yaşıyorum.. Evet kadınlar üzerine baskı kurma biçimlerinden biri annelik, hala boyle düşünüyorum. Çocuklara bakarken hata yapmak istemiyorsun oysa hata kaçınılmaz acemisin. Doğduğumuzdan beri bildiğimiz bir sey değil ki bebek bakmak.. Hormonlar konusuna hiç girmiyorum bile. Annelik ritüeli ter toplumda oraya özgü toplumsal kalıpların bir tezahürü ve sadece biyolojik bir durum değil.. işte ben daha çok burayı sorgulamıştım.. Şimdi  eksik kaldığını anladığım şey ise  birey olarak barındırdığımız yaklaşımların , duyguların ayrı ayrı hissettiklerimizin etkisi. Ortaklaşan pek çok yanımız var bu doğru, bununla beraber annelik ve hamilelik öykülerimiz farklı. Hamilelik ve anneliği yaşayışlarımızı aynılaştırmaya çalışmak doğru değil. Benim yaşadığım biçim benle ilgili, onunkide onunla.. işte ben bu kısmı kaçırmışım. Toptan bir çıkarsama ile işin kolayına kaçıyormuşum . Oysa çok incelikli, girift bir mevzuyu barındırıyor içinde annelik süreci. Annelikte doğruyu yapmak, kişinin, olmak istediği, oldurduğu, yapabildiği ve yapmak isteyecekleri oluyor.. Aslında bu işin bir doğrusu yok. Kişilerin hissedişleridir doğru olan. Yeterki bu duyguları istedikleri gibi özgür yaşayabilsinler. Anneliğin hayvansal bir içgüdü olduğuna dair bazı yaklaşımlar ve henüz bitmemiş bilimsel çalışmalar olduğunu duymuştum. Bilinç dışı bir davranış mı benim hissettiklerim? Bu da saçma.  Bana bilinçli geliyor yapıp ettiklerim düşündüklerim. Belki 1-2 panik ve ağlama halim içgüdüsel olabilir. Zaten bu konuda henüz net bir açıklama yok. Rasyonel olmak şu an benim için pek güç. Çünkü bir mucizeyi hergün kucaklıyor gibiyim. Belki Duygu dünyalarına dair yazdıklarım böyle hissetmeyen kadınlar için başka bir mahalle baskısı olusturacak şimdi. bunu istemem doğrusu. Kendi hissedişim üzerinden yazıyorum bunları.. Kutsallaştırmak istemiyorum, olağanüstü bir güzelleme de yapmayacagım. şimdlik bana iyi geliyor.. bazen cok zor geliyor.. her duygu hali yaşanabilir annelikte, her sey insan için sonuçta..

Devrim’le yaşayacaklarımız geliyor aklıma sık sık. her seyi ilk defa görecek oğlum. Bir elmayı hayatında ilk kez gorecek. Ağacı, böcegi, güneşi, ayı hersey ilk.. her gördüğü onda heyecan yaratacak, oysa biz yetişkinler için ne de alışıldık ve sıradan olacak. Bu süreci onunla yaşamak beni heycanladırıyor gerçekten. Kafamı sağa sola salladığımda kahkahalar atan bir böcek… seviyorum onu simdilik annelik hususunda en net soylediğim sey bu…

10 Şubat 2011 Perşembe

Başta, album olusturayım, tum hamilelik surecini, duygularını da yazabileyim istedim. Defter/album tadında bir seyi aradım taradım bulamadım. Vazgeçtim. sonra oğluma dogum oncesi mektup yazayım dedim, 3-5 yazdım baktım hepsi birbirine benziyor. Ve gittikce sacmalıyorum, hadi ondan da vazgectim.. Tabi bu arada Hamilelik suresince ve sonrasında Devrim le ilgili verilen, rapor, sonuc tahlil hepsi oyle duruyor.. rontgenler, fotolar falan duruyo ne yapacagım bilmiyorum bakalım bir ara bos vaktim olursa bir seyler dusunup yaparım.. Devrim 7. ayına girmek üzere.. ve ben bu vakit bile olsa duygu hallerimi, olup biteni yazacagım bir arac bulamadım kendime.. Blog, dediler baktım yapabilirim.. simdi de bunu deniyorum.. goruldugu gibi karar verme konusunda değil ama uygulama konusnda son derece ümitsiz bir vakkayım..

Devrim 16 Ağustos 2010 da doğdu..
sunları soyleyebilirm öncelikle,
Olabildigince rahat bakılabilen bir cocuk.. Ben bile bakabiliyorum o derece :))) "...dagına göre kar" denilen bu olsa gerek..
valla  zor olacagını , hayatımı bu kadar cok değiştirebilecegini dusundum elbette ama ongoremediğim bir hayatı yaşıyorum.. Diyolar ya "sevmese insan cekilir iş değil anne olmak"
ama oyle bir seviyorsun ki.. gulunce o, mutluluktan gözlerin dolacak kadar.. Lousa olmaklada ilgisiz bir garip heyecan.. Çünkü lausalik denen müesseseninde dolambaçlı, sarp yollarından gectim biliyorum..  Kalkıp Devrim e olan hayranlıgımı anlatsam becerebilir miyim bilmiyorum..

şimdilik daha cok babasına benziyor.. herkes ona benzetiyor.. olur tamam benzesin ona -da, ama bana da benzesin istiyorum.. onla ilgili kurulan hersey de oldugu gibi bu cumleyi bitiriken de "amannn sağlıklı olsun da" diyorum..

9 Şubat 2011 Çarşamba

:)

2 gün önce küçük parmağımı ağzına soktum amanın bir sertlik.. süt dişleri patlamış.. çay kaşığıyla da test ettik çıt çıt.. çıkıyor dişler..